Parkinson hastalığı her ne kadar bir çeşit kas rahatsızlığı
gibi görünse aslında beyin hücrelerinde meydana gelen zedelenme ve kayıpların
meydana gelmesiyle oluşan bir hastalıktır. Parkinson hastalığının en belirgin
özelliği el ve ayaklarda oluşan istem dışı titremelerdir. Bu hastalığın en
büyük özelliklerinden bir tanesi ise insan bedeninde çok yavaş yavaş
hissedilmesi ve teşhis konulduktan sonra da kişinin ömrü yettiği sürece
hayatını buna göre idame ettirmesi gerekmektedir. Daha açık bir şekilde ifade
etmek gerekirse bu hastalık kişide bir nevi bir huy ya da alışkanlık hali
almaktadır.
Günümüz imkanlarına rağmen henüz tam bir tedavi yöntemi
olmayan Parkinson hastalığında doktorların amacı ise bu hastalığım
semptomlarını yani belirtilerini en aza indirmektir.
İnsan beynindeki dopamin, betinde hareketleri kontrol eden
noktalarla sürekli iletişim halinde olan bir sıvıdır. Bu sıvı sayesinde rahat
ve kesintisiz hareketler yapabiliriz. Örnek vermek gerekirse masadaki sürahiyi
almaya uzandığımızda kolumuzu uzatma aşamasında herhangi bir kesinti ya da
takıntı olmaması bir beyin emridir. Beyinde bu emri verme işlemi ise dopamine
aittir.
Beyinde dopamin üreten beyin hücreleri belli bir oranda
azaldığında –ki bu oran %60’tır- Parkinson belirtilerini göstermeye başlar.
Nörodejenerasyon adı verilen bu yetersizlik parkinsonun da başlangıcı olarak
görülür.
Hastalığın tam olarak bir tedavisi olmadığı için şuan için
en iyi tedavi olarak bu hastalıktan korunmak oluyor. Bu cümle bütün hastalıklar
için geçerli olsa da Parkinson gibi tedavisi olmayan hastalıklar söz konusu
olduğunda bu durum bir derece daha önemli bir hale geliyor. Hastalığı
yakalanmamanın en büyük yardımcısı ise hem stressiz bir hayat yaşamak hem de
ağır fiziksel şartlardan uzak durmaktır. Kısacası bu hastalıkla mücadele etmek
aslında bir çeşit hayatı yaşama biçimidir. Nitekim hastalığa yakalanan bir kişi
içinde aynı şey geçerlidir. O titremelerle yaşamak zorundadır.
Hastalıktan korunmak için biraz da besinlerden bahsedecek
olursak, beyindeki dopaminin zengin olmasını sağlayan en önemli besin olarak
bakla yaprağı olduğu ispat edilmiştir. Başta yeşil bakla yaprağı olmak üzere
baklanın kendisini tüketmek de parkinsona karşı büyük bir koruma sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder