İlk olarak 1817 yılında Yahudi doktor James Parkinson tarafından titremeli felç olarak tanımlanan hastalık, her bin kişide bir görülen bir sinir sistemi rahatsızlığıdır. James Parkinson'a gelen hastasında ellerde ve ayaklarda titreme aynı zamanda vücudun bir kısmında kısmi felç görülmekteydi. Doktor James, daha önce bir çok felç hastası görmüştü fakat titreme ve hareket kaybı gibi belirtiler gösteren bir felç rahatsızlığına rastlamamıştı.
13 Haziran 2016 Pazartesi
PARKİNSON HASTALIĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?
Parkinson hastalığının, beyinde dopamin salgılayan hücrelerin hasar görmesi sonucu ortaya çıktığını belirtmiştik.
Fakat bu zararın neden ortaya çıktığı henüz bilinmiyor. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin de birlikte bu
hastalıkta rol oynadığı düşünülüyor. Örneğin eroin kullanan kişilerde parkinson belirtileri görülmeye başlanmış,
bunun da eroinde yer alan bir maddenin beyindeki hücreleri öldürdüğü için oluştuğu ortaya çıkmıştır. Ancak bu
konuda çalışmalar hala devam ediyor ve henüz kesin bir kanıt bulunamadı. Aileden gelen (kalıtsal,genetik)
etkenlere bağlı parkinson hastalığı genelde genç yaşlarda ortaya çıkmıştır. Ancak bu sadece yüzde 5’lik bir
kısımdır. Ayrıca bulaşıcı bir hastalık da değildir.
PARKİNSON HASTALIĞI TANISI
Parkinson hastalığına teşhis koymak için özel bir teknik yoktur. Laboratuvar veya röntgen tahlilleri sonucu da
bunun anlaşılması mümkün olmayabiliyor. Fakat uzman bir nörologun hastadan ve hastanın bir yakınından aldığı
bilgiler, ayrıca yaptığı muayeneler sonucunda teşhis koyulabilir.
Parkinson hastalığına aşırı benzeyen ve parkinsonizm altında toplanan rahatsızlıklarla çok benzer olduğundan
dolayı teşhis koyarken dikkat edilmelidir.
12 Haziran 2016 Pazar
Parkinson hastalığı belirtileri
Hastalığın belirtileri, hareketle ilgili olanlar ve olmayanlar olarak iki gruba ayrılabilir. Motor
semptomlar titreme, hareketlerin yavaşlaması (bradikinezi) ve kaslarda aşırı kasılma, hareket
edememe (akinezi), sendeleyerek yürüyüş ve kamburluğu içerir. Motor olmayan semptomlar ise uyku
problemi, kabızlık, koku duyusunun kaybı, depresyon, cinsel işlev bozukluğunu kapsar. Parkinson
hastalığı, her hastada farklı nükseder ve farklı belirtilerle meydana çıkar. Semptomlar her yaşta
görülebilir, fakat Parkinson’un ortaya çıkma yaşı genel olarak 60’tır. 30 yaş altındaki kişilerde çok
nadir görülür. Genç yaşta ortaya çıkarsa genelde genetik nedenlerden dolayıdır. Hastalığın belirtileri
kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir ve dolayısıyla semptomların ilerleyişi de farklılık gösterecektir.
Genel olarak ortaya çıkan ilk belirtilerden biri, elin hareketlerinde yavaşlama görülmesidir ve
yürürken hafifçe kolun savrulması da azalabilir. Buna omuz ağrısı da eşlik edebilir. Birçok kişi
başlangıçta eskisi gibi hafif düzeyde ve en çok dinlenme modundayken fark edilen titremeler yaşar.
Titremeler genellikle elde oluşur, fakat kolların ve bacakların da etkilenme olasılığı vardır. Bununla
birlikte, Parkinson hastalarının %15’i hastalık süresi boyunca titreme yaşamaz.
11 Haziran 2016 Cumartesi
Parkinson Hastalığı - 5
Genel olarak semptomlar vücudun tek bir bölgesinde başlar ama vücudun baskın tarafı etkilenirse,
belirtiler en çok yazı yazma gibi alışılmış bazı işlemleri yaparken fark edilir. Titreme yaşayan ve
belirtilerin vücudun baskın olan tarafını etkilediği görülen kişilerin, doktora giderek erken teşhis ve
tedaviden faydalanma olasılığı çok daha yüksektir. Parkinson’un erken safhalarındaki kişiler denge ile
ilgili sorunlar yaşayabilirler; Örnek olarak ayakta dururken dengelerini aniden yitirebilirler ya da
arkaya seri dönmeye çalışırken veya ani hareketler yapmak istedikleri zaman da zorlanabilirler.
Parkinson hastaları genel olarak daha az yüz ifadesi kullanır (daha az mimiklerini kullanırlar) ve yavaş
konuşabilirler. Uyku problemleri, depresyon ve anksiyete gibi motor olmayan belirtiler, çoğu zaman
motor belirtilerden daha önce ortaya çıkabilir. Bu hastalığı daha net bir şekilde tanımlamak ve
açıklamak adına özel bir test mevcut değildir; Parkinson teşhisi, benzer belirtilere sahip olan diğer
hastalık oranları elendiği ya da hasta Parkinson ilaçlarına cevap verdiği zaman konulur.
10 Haziran 2016 Cuma
Parkinson Hastalığı - 4
Normal olarak insan beyninin belli bölgelerinde dopamin üreten beyin hücreleri mevcuttur.
Bu hücreler beynin substabsiya nigra ismi verilen belli bir alanında yoğunlaşmış halde
dururlar. Dopamin substansiya nigrayla birlikte vücut hareketlerinin kontrolünü sağlayan
diğer beyin bölgeleri arasında mesajlar ileten bir kimyasaldır. Dopamin insanların akıcı.seri ve
birbiri ile uyumlu hareketler yapmalarını sağlayan bir etkendir. Dopamin üreten hücrelerin
%60 ile %80’i oranında kayba uğradığında yeterli düzeyde dopamin üretilemez ve Parkinson
hastalığının belirtileri ortaya çıkar. Hastalığının en erken belirtileri sinir sistemi ve koku
yollarında ortaya çıkar. Parkinson hastalığı bu kısımlardan beynin daha üst kısımlarına yani
substanisya nigra ve beyin kabuğuna doğru yayılma gösterir. Koku duyusu kaybı ya da
azalması, titreme ve hareketlerde yavaşlama gibi hastalığın belirtilerinden senelerce önce
başladığı düşünülmektedir. Bu sebeple araştırmacılar hastalığın erken dönemlerinde beliren
bu belirtilerin mümkün olduğunca erken tanınması gerektiğinin böylece hastalığın
ilerlemesini yavaşlatmanın ve durdurmanın yollarını aramaktadırlar.
9 Haziran 2016 Perşembe
Parkinson Hastalığı - 3
Hastaya ait bulgularından hangisinin baskın olduğu, çalışma hayatı, hastanın yaşı ve
diğer hastalıkların varlığı tedavinin ilerlemesinde ve planlanmasında önemli
kriterlerdir. İlaç tedavisindeki asıl amaç yetersiz olan dopaminin yerine konulmasıdır.
En etkili ilaç levodopa’dır. Fakat ilacın başlangıç dozu ve verilecek hastanın seçimi,
sonraları ortaya çıkacak ciddi zararlı etkiler adına çok önemlidir. Ayrıca dopaminin
ilişkilendirildiği reseptörlerde benzer etkiler açığa çıkaran pramipeksol,kabergolin,
pribedil, lisurid, apomorfin gibi dopamin agonisti adında ilaçlar vardır. Bunların çopu
yan etkileri sebebiyle günümüzde çok fazla kullanılmaz. Öte yandan dopaminin
yıkımını engelleyen MAO-B inhibitörleri, COMT inhibitörleri tarzı ilaçlar ile
antikolinerjikler ve amantadin adlı ilaçlar da kullanılabilir.
Bazı hastalarda ilaç tedavisi ile yeterli cevap alınamazsa ya da ilaçlara bağlı istemsiz
hareketler geliştiğinde cerrahi tedavi yapılabilir. Bu tedaviler beyinde bazı özel
çekirdeklere yönelik yakma cerrahisi ya da özel bazı çekirdeklere elektrot ekleyerek
buralara stimulus gönderme şeklindedir. Bu tedaviler özellikle bazı hastalarda iyi bir
tedavi opsiyonu olarak kullanılır. Fakat ameliyatın kime ve nasıl yapılacağı kanısına
varmak çok önemlidir.
8 Haziran 2016 Çarşamba
Parkinson Hastalığı - 2
Sıradan bir konuşması vardır. Kaslar sertleştiğinden dolayı bükülü kolun açılmaya çalışılması
esnasında dişli bir çark hareket ettiriliyormuş gibi hissedilir. Yüzde mimik ve jest faaliyetleri silinir,
uyuşuk,donuk ve anlamsız bir yüz ifadesi yaratır. Bazı hareketlere başlamada zorluk çeker, cildi
yağlanır ve %40 oranında hastalarda bunama görülür. Kelimelerin son hecesini tekrarlar. Gözlerin
yukarıya doğru kayması da, hastayı rahatsız eden bir durumdur.
Parkinson hastalığı teşhisi nasıl konulur?
Hastalığın teşhisi nörolojik muayene sonrasında konulur. Hastalığa özel bir
laboratuvar bulunmaz. Bazı tahliller destekleyici veya başka hastalıkları dışlayıcı
olarak yapılabilir.
Parkinson hastalığının tedavisi
Hastalığın ilerleyişini tam olarak durduracak bir yöntem yoktur. Hastalık insanların
ömrünü kısaltmaz.
Teşhis doğru konulmuş ise parkinson hastalığı tedaviye ciddi oranda cevap verir.
%90’ların üzerinde iyi cevap alınır.İlaç tedavisi, cerrahi tedavi ve diğer teknikler
olarak sınıflandırılabilir. Hastalıkla alakalı çok çeşitli ve etkili ilaçlar olduğundan dolayı
tüm bu tedavi yöntemlerinin
7 Haziran 2016 Salı
Parkinson Hastalığı
Parkinson Hastalığını ayrıntılı bir şekilde açıklayacağımız serinin ilk makalesinde genel olarak hastalığın ne olduğu ile ilgili yazdık.
Parkinson hastalığı, beynin alt taraflarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna dayalı
bir sinir sistemi hastalığıdır. Genel olarak orta yaş hastalığıdır. Bu hastalık adını ilk defa
1817'de titremeli felç olarak nitelendiren James Parkinson'dan almıştır. Binde bir görülen, ilerleyici
ve tedavisi mümkün olmayan bir hastalıktır.
Temel bozukluk, koordine hareketleri düzenleyen beyin bölümlerindedir. Bu bozukluğa yol açan
neden tam olarak bilinmesede idyopatik Parkinson hastalığı, nedenin belli olduğu durumlarda
ise Parkinsonien sendromlar denir.
Parkinson’un temel belirtileri titreme ve bazı hareketlerin yavaşlamasıdır. Titreme ilk olarak ortaya
çıkanı olup, başlangıçta genellikle tek elde olur. Zamanla aynı taraftaki bacağa ve karşı ele
geçebilir. Genelde hastalıktan vücudun bir yarısı baskın olarak etkilenir. Titreme dinlenirken
nüksedip, uyurken kaybolur; sinirlilik ve yorgunluk titremeyi arttıran etkenlerdir. Sertlik veya katılık
boyundan doğru başlar ve başın gövdeden önde tutulmasına neden olur. Bel hafif öne eğilir,
diz kalça ve kol eklemleri bükülür. Hasta kişi, küçük ve hızlı adımlarla topallayarak yürür,
hantallaşır, saatlerce oturur. Yazıya büyük başlar, harfler gittikçe küçülür ve yazının okunması
6 Haziran 2016 Pazartesi
Parkinson Teşhisi Konulmuşsa Ne yapmalıyız
Eğer Parkinson
hastalığının belirtilerinden birini ya da birkaçını gösterip, daha sonra
doktora gidip hastalığın olduğu teşhis edilmiş ise neler yapmanız gerekir ?
Öncelikle, her şey kafada bitiyor. Bizim iyi düşünmemiz, iyi
motive olup bu hastalık ile yaşayabileceğimizi, hayatımızın kalitesinde bir
düşüş olmayacağını ummak ve ümit etmek gerekiyor. Daha sonra geçirdiğiniz
hastalığı bilmeden onu atlatmanız veyahut yaşam kalitenizi düşürmemeniz mümkün
değil. Hastalığı öğrenin. İlaçlarını devamlı olarak ve belirtildiği saat, dozda
alın. İlaçlarınızın yan etkilerini iyice araştırın ve öğrenin. İleride ilaç
herhangi bir yan etki gösterdiğinde bu etkiyi görüp üzülmeyin diye bunu
söylüyorum. Okuduktan sonra o etkiler başınıza gelse bile, haa bunlar ilaçların
yan etkileri ben ilaçlarımı kullanmayı bırakınca geçecek, diyeceksiniz Düzenli
olmak sizin için hayati bir şey bu noktadan sonra. Günlük yapmanız gereken
egzersiz programını sakın ama sakın aksatmayın. Her şey sizin iyiliğiniz için unutmayın.
Sizin yaşam kaliteniz; ailenizin desteği, inancınız, gayretiniz ve isteğiniz
ile üst seviyelerde kalabilir.
5 Haziran 2016 Pazar
Muhammed Ali'nin Ölümüne Neden Olan Hastalık : Parkinson
Muhammed
Ali hiç kimsenin tahmin etmeyeceği bir anda hayata gözlerini yumarak, herkesi
yasa boğdu. Muhammed Ali'nin ölümü ile ilgili herkesin merak ettiği bir soru
vardı : Ölüm sebebi ne ? Ölüm sebebi NBC News adlı kanala konuşan ailenin
sözcüsü Bob Gunnel tarafından, gerçekten ölüp ölmediği sorulduğunda verdiği
cevapla ortaya çıktı. Muhammed Ali, amansız Parkinson hastalığına yakalanmış.
Bu sebepten dolayı hayata gözlerini yummuş idi. Uzun süredir bu hastalık
ile savaşan ve solunum yollarındaki rahatsızlığı sebebi ile dün gece hastaneye
kaldırılan Muhammed Ali, maalesef daha fazla savaşamayarak hayata gözlerini
yumdu.
Bu
olaydan sonra herkesin aklına bu hastalığın tedavisi yok mu acaba sorusu geldi.
Üzülerek söylüyorum ki hastalığın ilerleyişini tam olarak durduracak bir tedavi
yöntemi henüz keşfedilmedi. Hastalık, insanların yaşamını kesinlikle
kısaltmıyor, tedavi ile hastalık tamamen geçmiyor fakat hastalar yaşamlarını
belli bir kalitede devam ettirmeyi başarabiliyorlar. Hastalık sizi öldürmüyor
fakat onunla yaşamaya da alışmak zorunda bırakıyor.
Muhammed Ali - Parkinson Hastalığı
Muhammed Ali: Boks denince akla gelen ilk isimlerden olan Muhammed Ali, uzun yıllardan beri Parkinson hastalığı ile mücadele ediyordu. Uzmanlar kariyerinin hastalığa neden olduğunu söylüyorlardı. Ancak geçtiğimiz günlerde kendisini kaybettik.
Etiketler:
boks,
muhammet ali,
muhammet ali parkinson,
parkinson hastalığı
5 Şubat 2016 Cuma
Parkinson Hastalığının Tarihçesi
Parkinson hastalığı bilindiği üzere Alzheimer hastalığından
sonra en sık görülen beyin kaynaklı sinir sistemi rahatsızlığıdır. Peki bu
hastalığın ilk bulguları nerede ve kim tarafından keşfedilmiştir? Sorumuzu
yanıtlamadan önce bu hastalığa sahip kişilerin tedavi edilmezse ölmeyeceğini
ancak yaşam standartlarında büyük bir düşüş yaşayacağını belirtelim.
İlk olarak 1817 yılında Yahudi doktor James Parkinson
tarafından titremeli felç olarak tanımlanan hastalık, her bin kişide bir
görülen bir sinir sistemi rahatsızlığıdır. James Parkinson'a gelen hastasında
ellerde ve ayaklarda titreme aynı zamanda vücudun bir kısmında kısmi felç
görülmekteydi. Doktor James, daha önce bir çok felç hastası görmüştü fakat
titreme ve hareket kaybı gibi belirtiler gösteren bir felç rahatsızlığına
rastlamamıştı. Bu anlamda doktor bu hastalığın henüz tanımlanmamış bir hastalık
olduğu konusunda uluslararası Nörologlar toplantısında bir sunumu esnasında
bahsetmiş ve hastalığa Parkinson ismini verdiğini açıklamıştı. Bu aşamadan
sonra dünya çapında bir çok Nörolog bu hastalık için bilgi toplamak adına James
Parkinson'un hastası üzerinde çeşitli testler yapmış ve tedavi yöntemlerini
araştırmaya girişmiştir.
James Parkinson, kendisine gelen Parkinson hastasının
tedavisine klasik felç tedavisi üzerinden gerçekleştirmiş ancak sizlerde tahmin
edersiniz ki başarı sağlayamamıştır. Bu hastalığın sebebi keşfedildiği günden
bugüne tam olarak ortaya çıkarılamamış ancak bazı tezlerin inandırıcılığı bilim
çevreleri tarafından kısmi olarak kabul görmüştür.
Parkinson hastalığının ortaya çıkmasının nedenleri arasında
beyne alınan bir darbe neticesinde veya damar tıkanıklığının beyinde
oluşturduğu basınç sebebiyle ortaya çıkmış olması yönündeki tez, Mark Gulian
tarafından 1869 yılında ortaya atılmış ve bazı araştırmalar ile kısmen
doğrulanmıştır. Bu anlamda bu hastalığın ortaya çıkışı yönünde bugüne kadar
gelmiş en kuvvetli tezin bu olduğunu söylemekte herhangi bir sakınca
görmüyoruz.
4 Şubat 2016 Perşembe
Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Parkinson hastalığı bireyde kendini gösterdiği zaman bazı
hareketsel dışa vurumlar meydana getirmektedir. Bu dışa vurumlar aynı zamanda
Parkinson hastalığının en belirgin özellikleridir. Kişinin hareketlerinde
normale göre bir yavaşlama gerçekleşmesi ve kişinin hızlı hareket edememesi
Parkinson hastalığının habercisi olabilmektedir. Birey dinlenirken vücudunda
sarsılma ve titremeler meydana geliyorsa, özellikle el ve ayaklarda Parkinson
hastalığı septomları olarak bu durum sıkça görülmektedir, bu kişilerde Parkinson
olma ihtimali mevcuttur. Kişi vücudunda
bulunan kasların kendi kendine gerildiğini, katılaştığını veya sertleştiğini
hissediyorsa yine bu bulgular Parkinson hastalığının dışa vurumları arasında
olabilmektedir.
Parkinson hastalarında, hastalık belirtileri çoğunlukla
saydığımız bulgulardan biri ile başlayıp daha sonraki ilerleyen yıllarda tedavi
edilmezse diğer bulgularında ortaya çıkmasıyla hastalık ilerler ve tedavi
edilmezse kalıtsal bir hale dönüşür. Tedavi edilmeyen Parkinson hastalığı ilerleyen
yıllarda bireyin yürümesine engel olabilir. Hastalık vücudun öncelikle sağ veya
sol kısmında kendini yoğun olarak hissettirip ilerleyen yıllarda vücudun
tamamına yayılabilmektedir, bu anlamda kişinin yürümesinde sıkıntı çektiği
kısım sağ veya sol ayağının olduğu bölge olabileceği gibi sonradan her iki
taraf için aynı sıkıntı ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın ileri seviyelerde
kişinin yüzünü etkilemesi halinde yüzün bir kısmının veya daha sonradan
tamamının kısmi olarak hareket etmemesi ve hastalık ilerledikçe tam bir felç
gibi tamamen hareketsiz ve mimiksiz bir surat oluşmasına sebebiyet verebilir.
Kişinin vücudunda görünen titremeler genellikle kişi bir işle meşgul değilken
ortaya çıkar ve özellikle eller en çok titreyen organlardır.
Parkinson hastası bireylerin tamamında titreme
görülmemektedir. Bazı hastalarda psikiyatrik sıkıntılar, unutkanlık ve vücudun
sağ veya sol yönde hareketlerinin kısıtlı ve yavaş yapılabilmesi Parkinson
hastalığının habercisi olan diğer bulgular arasındadır.
Etiketler:
parkinson belirtileri,
parkinson hastalığı belirtileri
Parkinson Hastalığının Ortaya Çıkma Sıklığı Nedir?
Parkinson, genellikle orta ve ileri yaştaki bireylerde
ortaya çıkan sinir sistemini etkileyerek hareket bozukluğuna yol açan bir
rahatsızlıktır. Parkinson hastalığı analiz edildiğinde kadınlarda erkeklere
nazaran daha az görüldüğü bu orann yarı yarıya fark ettiği gözlemlenmektedir.
Parkinson'un genel olarak insanlarda görülme sıklığı binde bir oranındayken,
altmış yaş üstü bireylerde bu sıklık yüzde bir oranlarına kadar yükselmektedir.
Türkiye'de toplam 75.000 civarında Parkinson hastası olduğu tahmin
edilmektedir. Yaşlı nüfusun fazla olduğu Norveç, İsveç, Bulgaristan gibi bir
çok ülkede bu hastalığın sıklık oranı artış göstermektedir. Ülkemizde yaşlı
nüfüsun artışı nedeniyle ileriki yıllarda hastalığın daha sık görüleceği
varsayılmaktadır.
Parkinson
Genetik Bir Hastalık Mı?
Parkinson, genetik bir yatkınlıktan dolayı ortaya çıkabilen
bir hastalık olduğu uzmanlar tarafından ortaya konulmuştur. İnsan evriminde
meydana gelen bazı hatalar sonucunda bazı insanların atalarından aktarılan
genetik kodlar içerisinde bulunan genlerde farklı mutasyonlar gerçekleşmiş
olabilmektedir. Parkinson hastalığının evrimsel kökeni incelendiğinde genetik
bir hata olmayıp, atalarda sonradan ortaya çıkmış bir parkinson hastalığının
ağır etkileri neticesinde bu hastalığın genler vasıtasıyla aktarılmış
olabileceği kanıtlanmıştır.
Bazı çalışmalara göre genetik Parkinson rahatsızlığı olmayan
bir soydan gelen kişilerde de Parkinson görülebildiği ortaya konulmuştur.
Genellikle kırsal alanda yaşayan ve tarım işleriyle uğraşan insanlarda kuyu
suyunda veya tarım ilaçlarında bulunan bazı kimyasalların vücuda geçmesi
neticesinde Parkinson hastalığının başlangıcı gerçekleşebilmektedir. Parkinson şehir hayatı yaşayan insanların
yedikleri besinlerden, soludukları havadan, içtikleri sudan kaynaklı olarakta
oluşabilmektedir. Kesin bir şekilde sebebi bilinmeyen bu hastalığın oluşumuna
katkı sağlayan çok sayıda faktör, insanların günlük yaşantısı içerisinde
mevcuttur. Birey Parkinson hastası olmak
istemiyorsa sinir sistemini olumlu yönde etkileyen gıdalar ile beslenmelidir.
3 Şubat 2016 Çarşamba
Parkinson Hastalığından Nasıl Korunulur?
Parkinson hastalığının sebebi hususunda kesin bir bilgi
olmamasından dolayı korunmak için yapılması gereken özel pek fazla şey yoktur.
Bazı araştırmalar bizlere ilginç bulgular vermektedir, araştırmaya göre sigara tüketen
kişilerde Parkinson hastalığı, kullanmayan kişilere göre yüzde kırk oranında
daha az gözlenmektedir. Sigara dışında kafein bazlı kahve gibi içecekleri sık
tüketen insanlarda Parkinson hastalığı yine tüketmeyen insanlara göre çok daha
düşük olarak gözlemlenmektedir.
Parkinson hastalığından korunmak için genel olarak bilinen
sinir sistemine yarayan besinleri sık sık tüketmek gereklidir. Bunlar arasında
fındık, ceviz, yeşil sebzeler gösterilebilir. Bunları tüketmenin kesin olarak
Parkinson hastalığını engellediği söylenemesede hastalığa yakalanma sıklığının
bu insanlarda daha az olduğu söylenebilmektedir.
Sağlıklı yaşayan, günlük düzenli beslenen ve spor yapan
insanlarda diğerlerine göre biraz daha az olsada Parkinson hastalığı
görülebilmektedir. Bu hastalığa yakalanmamak için şu adımları uygulayın kesin
olarak hastalıktan korunacaksınız gibi bir söylemde bulunulamaz.
Parkinson
Hastalığının Sebep Olabileceği Diğer Rahatsızlıklar
Parkinson hastalığı sonucunda ortaya çıkan el ve ayaklarda
titremeler, kısmı felç gibi durumlar kişilerde halk arasında tik diye bilinen
psikolojik bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir.
Tik dışında Parkinson hastalığı kendi başına başka bir hastalığa yol açamaz
ancak ilaç tedavisi sırasında, ilaçların yan etki göstermesi neticesinde farklı
sinirsel veya psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Cerrahi yöntem
ile yapılacak Parkinson hastalığı tedavisi sırasında beyne takılan
elektrotların yanlış bölgeye takılması kişinin vücudunda çok farklı rahatsızlıklara
ve hatta ölümlere neden olabilmektedir. Yakma ile cerrahi müdahale yapılan
hastalarda sağlıklı bölge yakılırsa kişinin beyin kanaması yaşamasına veya
sonradan ortaya çıkacak farklı anomaliler yaşamasına sebebiyet verilerek
kişinin ölümüne sebep olunabilmektedir. Parkinson tedavisinde tecrübeli bir
Nörolog ile çalışmak şarttır.
Parkinson Hastalığı Nedir
Beyinde yer alan substansiya nigra isimli bir bölge vardır,
bu bölge vucüt hareketlerinizi kontrol etmenizi sağlayan dopamin isminde
kimyasal bir sıvı salgılamakla görevlidir.
Bahsi geçen substansiya nigra isimli bölgede bulunan hücrelerde çeşitli
faktörlere bağlı olarak bozulmalar ve iş görememezlik durumu ortaya
çıkabilmektedir, bu sorununu ortaya çıkması Parkinson hastalığını meydana
getirir. Parkinson hastası olan kişi hareketlerini kontrol edememeye başlar.
İlk zamanlar el, ayak titremeleri ile kendini gösteren hastalık ileri
seviyelerde insan yaşantısını ciddi anlamda etkileyecek şekilde hareket
kontrolsüzlüğüne yol açabilmektedir. İlerleyen yaşlarda Parkinson hastalığına
yakalanma riski genç yaşlara göre oldukça fazladır.
Günümüzde Parkinson hastalığının pek çok türü ortaya
çıkmıştır. Bu türlere genel olarak Parkinson sendromları veya Parkinsonizm
denilmektedir. Bahsettiğimiz bu farklı tür hastalıkların tedavi yöntemleri
Parkinson hastalığının tedavi yöntemleri ile farklılıklar gösterebilmektedir.
Parkinsonizm aynı Parkinson hastalığına benzeyen belirtiler gösterebilir, ancak
beynin farklı bölgelerinde veya substansiya nigra bölgesinde oluşan farklı
hasarlar neticesinde oluşmuş olduklarından dolayı Parkinson tedavisi için
kullanılan tekniklere aynı Parkinson gibi olumlu yanıt veremeyebilmektedirler.
Bahsettiğimiz Parkinson hastalığının türleri iki farklı grupta toplanmaktadır,
bu gruplardan birincisinin adı tıp çevrelerince Parkinson artı veya Parkinson
Plus olarak anılmaktadır. Bahsi geçen diğer grup hastalıklar ise Sekonder
Parkinsonizm olarak adlandırılmaktadır. Sekonder Parkinsonizm hastalıklarını
meydana getirebilecek bir çok farklı hastalık mevcuttur. Direkt olarak beyin
üzerinde bir hasarın gerçekleşmesi bu hastalıkların oluşması için şart
değildir. Zehirlenmeler, ilaçların yan etkisi, damar tıkanıklıkları, enfeksiyon
hastalıkları sebebiyle seconder Parkinsonizm türünde hastalıklar ortaya
çıkabilmektedir. Farklı nedenlerle ortaya çıkan Parkinson türü hastalıkların sebebi
iyi araştırılarak, sebebine göre bir tedavi rehberi oluşturulup bu yönde tedavi
metodları uygulanmalıdır. Yanlış tedavi uygulamaları farklı hastalıklara
sebebiyet verebilir.
2 Şubat 2016 Salı
Parkinson Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Maalesef Parkinson hastalığını tamamen ortadan kaldıracak
bir tedavi yöntemi henüz tıp litaratüründe bulunmamaktadır. Parkinson hastalığı
ölümcül bir hastalık değildir, ancak kişilerde ilerleme seviyesine göre yaşam
kalitesini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bu anlamda Parkinson
hastalığının tedavisi yapılamasada ilerlemesini durdurmak veya kişinin yaşam
kalitesini korumak amaçlı tedaviler yapılabilmektedir.
Parkinson hastalığının kısmi tedavisinde başarı oranı
oldukça yüksektir. Hastalığı durdurmaya yönelik cerrahi, ilaç ve
alternatif tıp yöntemleri başlıkları
altında toplanan temel olarak üç farklı tedavi türü mevcuttur. Parkinson
hastalığının tedavisi için nörologlara başvurmak gerekir. İyi bir tedavi süreci
için alanında uzman bir Nörolog ile görüşmek şarttır. Nörolog, Parkinson
hastalığınızın türünü saptadıktan sonra türe göre tedavi uygulamaktadır.
Parkinson hastalığının tedavisi için ilaç tedavisi
önerilirse bu ilaç tedavisinin amacı kişinin beyninde bulunan bir bölgeden
salgılanan dopamin adı verilen o bölgede üreten ve vücut hareketlerini
denetleyen kimyasal maddeye ek yapmak amaçlanır. Bu sayede eksik olan dopamin
sıvısı yerine takviye yapılarak hastalığın kısmi tedavisi gerçekleştirilir. İlaçlar
kişilerin bünyesine göre yan etkiler gösterebilmektedir bu anlamda ilacın dozu
Nörolog tarafından iyi ayarlanmalıdır. Parkinson hastalığının ilaçla tedavisi
için genellikle pramipeksol, ropinirol, pribedil, kabergolin, bromokriptin,
lisurid, apomorfin ilaçlarından birisi tercih edilmektedir.
İlaç tedavisi kişide istenilen etkiyi yaratmazsa cerrahi
yöntemlere başvurulması gerekir. Cerrahi yöntemlerde kişinin beyninde yer alan
bazı bölgelerde yakma işlemi veya belirlenen bölgelere elektrotlar yerleştirilmesi
ile mümkündür. Elektrot yöntemi tercih edildiğinde, bu elektrotlardan gelen
elektrik sinyali bölgenin beyinden emir geliyormuş zannedip dopamin miktarını
arttırması hedeflenmektedir.
Üçüncü bir tedavi yöntemi ise çok ileri seviyede olmayan
Parkinson hastaları için tercih edilebilecek bir yöntem olan alternatif tıptır.
Alternatif tıp tedavisi, kişinin bol oksijenli doğayla özdeş bir yaşam sürmesi
ve düzenli spor yapmasının üzerine çeşitli bitkileri çay olarak veya pişirerek
yemesine dayalı bir tedavidir.
Parkinson Hastalığı Kimlerde Daha Sık Olarak Görülmektedir?
Genellikle orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkan Parkinson
hastalığı bahsi geçen yaş grubuna dahil kişilerde çok daha fazla ortaya
çıkmaktadır. Bu kişilerde beyin kanlanma aksaklıkları, yavaş düşünme ve hareket
etme, depresyon veya yaşlılık bunalımı Parkinson hastalığına benzer bulgular
ortaya çıkartabilmektedir. Parkinson hastalığının teşhisi için uzman bir
Nöroloğa görünmek şarttır.
Parkinson hastalığı bireyin yaşı ilerledikçe yavaş yavaş ortaya
çıkabilen bir hastalıktır. Beyinde üretilen dapomin maddesi zaman içerisinde
yaşlanmaya bağlı olarak daha az üretilir ve bu nedenle hastalık oluşur.
Türkiye'de 65 yaş ve üstü kişilerde genellikle
görülmektedir. İstatistiksel olarak erkeklerde görülme sıklığı kadınların
yaklaşık olarak iki katı civarındadır. İstatistiklere göre hastalığın görülme
yaşı ölüm yaşına paralel olarak gün geçtikçe azalmaktadır. Tabi bu bulgu tıppın
gelişip Parkinson tanısını daha rahat koyması nedeniyle ortaya çıkmış olabilir.
Parkinson
Hastalığının Nedenleri Neler Olabilir?
Daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz üzere Parkinson
rahatsızlığı beyinde bulunan bir bölgede üretilip salgılanan Dapomin adındaki
kimyasalın azalması neticesinde ortaya çıkar.Parkinson hastalığını kesin olarak
bir nedene bağlamak şuan için mümkün değildir ancak bazı istatistiksel verilere
dayanarak tarım işçilerinin, tarım ilaçları nedeniyle yakalanma sıklığı daha
fazla denilebilir.
Seconder Parkinson hastalıkları diye adlandırılan Parkisyon
çeşidi hastalık grubunun sebepleri bellidir. Bahsi geçen sebepler arasında uzun
süreli psikiyatrik ilaç kullanımı, ağır metaller ile bir arada uzun süre
kalmış, beyin iltahabı geçirmiş, menenjit hastalığı geçirmiş, başa sürekli
darbe almış kişilerde seconder Parkinson oldukça sık görülür. Parkinson
hastalığı için önleyici gıdalar olarak bilinen gıda türleri yoktur. Ancak genel
olarak sinir sistemini kuvvetlendiren besinlerin işe yarayabileceği bulguları
mevcuttur.
1 Şubat 2016 Pazartesi
Parkinson Hastaları İçin Hangi Şartlarda Ameliyat Önerilir
Parkinson hastalığı tedavisi için cerrahi tedavi en son
önerilen tedavi türüdür. Hasta öncelikle ilaç ile tedavi edilmeye çalışılır
hasta yanıt vermiyorsa cerrahi müdahaleye karar kılınır. Parkinson hastalığını
ameliyat ile tedavi ederken iki farklı yöntem kullanılmaktadır. Bahsi geçen
yöntemler lazere benzeyen bir cihaz ile yakma ve beyne pil takılması ile
gerçekleşmektedir.
Hastalarda görülen hastalık bulgularına görede ameliyat
yapılmasına karar verilebilir. Belirli bulgular sıkça görülüyorsa beyne ufak
bir delik açarak beyinde hastalığa neden olan hücrelerin bulunduğu yerler
yakılarak bu hücrelerin tedavisi gerçekleşebilir. Hastalarda ilaç yan etkisi
mevcutsa bu yöntem sıkça kullanılmaktadır.
Bazı Parkinson hastalarında hastalık bulguları farklı ve iki
taraflı olarak görülmektedir. Yani bireyin hem sağ kısmı hemde sol kısmında
hastalık bulgularına rastlanılmaktadır. Bu hastalar oturdukları yerden
kalkamayıp, yürüyememektedirler. Bu hastaların beyninin iki lobuna birden
müdahale gerçekleşmesi gerekir. Bu amaçla hastanın iki lobunada pil takılır ve
elektriksel akımdan yararlanarak bireyin dopamin salgılaması kontrol altına
alınır. Yakma yöntemine göre daha ağır iyileşme süreci vardır, kişi ameliyat
sonrası ağrı, sızı yaşayabilmektedir.
Parkinson
Hastalığında Gen Tedavisi
Bugün bu tedavi yöntemi tıbbi çevrelerce tartışılmakta ve bu
anlamda deneyler sürmektedir. Olumlu yanıt alınan deneyler neticesinde bu
tedavi yönteminin önümüzdeki yıllarda insanlar üzerinde kullanılabilecek olması
tıp çevrelerince konuşulan bir dedikodudur.
Bu tedavi yöntemi bazı zararsız virüslere gen aşılaması
yapılarak beynin dopamin salgılamaktan sorumlu olan kısmına enjekte edilmesi
ile yapılır. Enjekte edilen virüslerin içerisinde yer alan genler sayesinde
beyinde bazı enzimlerin salınımını arttırarak beynin dopamin salgılamayı
yeniden arttırması hedeflenmektedir. Tıbbi anlamda çığır açabilecek tedavi
yöntemi arasında gösterilen genetik tedavilerin
insanların hayatına girdikten sonra Parkinson gibi tedavisi tam olarak
mümkün olmayan bazı hastalıkların son bulması tıp dünyasının umut ettiği bir
durumdur.
Etiketler:
parkinson hastalığı gen tedavisi,
parkinson tedavisi
Parkinson Ameliyatı Nasıl Gerçekleşir?
Parkinson hastalığının cerrahi müdahalesi iki farklı
yöntemle yapılmaktadır. Bu yöntemlerin birincisi beyne takılan elektrotlar ile
dopamin salgılanmasını kontrol etmek, diğer bir yöntem ise dopamin
salgılanmasına engel olan bölgeleri yakmak ile mümkündür.
Parkinson ameliyatı sırasında hastalar genellikle uyanık
olmaktadır ve hastayla doktor sohbet ederken ameliyat gerçekleşir. Ameliyat
öncesinde hastanın kafatası çevresine toplamda beş adet iğne batırılır ve
bunların sabit durması açısından vidalama işlemi gerçekleşir. Bu vidalara
geçirilen demir çerçeve ile hastanın ameliyat edilecek yeri tam olarak
belirlenmekte ve hesaplamalar yapılmaktadır. Hasta yalnızca iki adet uyuşturucu
iğnenin acısını duymaktadır. Bu iğneler beyin üzerine yapılmaktadır, ancak
telaşa düşürecek kadar bir acı hissiyatı söz konusu değildir. Bu ameliyat
sırasında hastanın uyanık olması şarttır. Hastanın uyanık olması sayesinde,
cerrahlar hastanın beyninin belirli bölgelerine verecekleri elektriksel yükün
tepkimelerini ekran üzerinden izleyerek hangi bölgeye uygulanan elektrik
hastaya yararlı oldu, bu konu üzerinde tespit gerçekleştirmektedirler. Hastanın
kafa tası kesilerek açıldıktan sonra beyin bölgesine zarar gelmemesi için özel
olarak tasarlanmış cihazlar kafa tasını sabit tutacak şekilde yerleştirirler.
Ameliyatı gerçekleştiren cerrah son derece titiz çalışır çünkü beyin üzerinde
gerçekleşecek yanlış bir kesik geri dönülmez bir duruma sebebiyet vererek
hastanın kaybedilmesiyle sonuçlanabilir. Eğer hastanın beynine pil takılmasına
karar kılındıysa gerekli elektriksel kontroller yapıldıktan sonra hastanın acı
çekmemesi için uyutulması işlemi gerçekleşir ve bu noktadan sonra hastaya
elektrotlar yani piller yerleştirilir.
Hastaya takılan pillerin ömrü 10 ila 20 yıl arasında
değişiklik göstermektedir, bu pillerin bitmesi durumunda hastanın sağlığı
hususunda bir düzelme yaşanmadıysa yeni pillerin beyin üzerine yerleştirilmesi
için hasta yeniden ameliyat masasına yatırılmaktadır.
Etiketler:
parkin son hastalığı ameliyatı,
parkinson ameliyatı
İleri Düzey Parkinson Hastalığının Bulguları Nelerdir?
Bu bulgular bireylerin bünyelerine göre değişiklik
göstermektedir. Bazı hastaların vücutlarında ortaya çıkan titremeler yıllar
boyunca tek Parkinson belirtisi olarak kalabilmektedir. Bazı hastalarda
Parkinson adına söylenebilecek bütün bulgular aynı anda görülebilmektedir. Hastalık
bulguları ilerledikçe, hastalarda ortak olarak ortaya çıkan bulgular arasında
genellikle kaslarında olan gerilme ve sertleşmeler, günlük hayatlarında her zaman
yaptıkları hareketleri yapmakta yavaş olma veya zorlanma. Düşünsel anlamda oldukça
yavaş düşünme ve konuşma olarak görülmektedir.
İleri evredeki Parkinson hastaları genel olarak hareket
etmek, yürümek, kendi başlarına rahatça gezebilmek, uyurken yatakta
dönebilmekte, yazılarının bozulması ve yeme içme konusunda zorlanma
görülebilmektedir.
Parkinson
Hastalığında Erken Evre Belirtileri Nelerdir?
Parkinson rahatsızlığının erken evrede ortaya çıkarttığı
bulgular için aynı şeylerden söz edememekteyiz. Bahsi geçen bulgular bireyden
bireye farklılıklar gösterebilmektedir. Kimi hastalarda titreme ile başlayan
Parkinson hastalığı, kimi hastalarda kasların kasılması ve sertleşmesi ile
ortaya çıkabilmektedir. Bu anlamda farklı bulgular söz konusu olsada istatistiksel
olarak erken evrede daha fazla görülen bulgulardan söz edebiliriz. Erken evre
Parkinson hastalarında istatistiksel olarak sıkça el ve ayaklarında titreme
görülmektedir. Bu anlamda her titremesi olan yaşlı bireyin Parkinson
rahatsızlığı var denilemez bu yüzden bir Nörolog kontrolü şarttır.
Orta yaşta bulunan grupta Parkinson hastalığının bulgusu
olarak genellikle titreme ve kasılmalar hemen hemen eşit oranlarda
görülmektedir. İleri yaşlara göre daha az farklılık gösteren orta yaş Parkinson
hastalığının erken evre bulguları genellikle bahsettiğimiz iki bulgu
çerçevesinde olsa da vücudun belirli bir bölgesinde hissizleşme ve hareket
kabiliyetinde azalma, yavaş düşünme, hareket etmekte zorlanma orta yaş
insanların erken evre Parkinson hastalığı belirtileri olarak ortaya
konulabilmektedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)